3 May 2012

ŞANS NEDİR SEVGİLİ OKUYUCU??

 Yaşadığımız hayat saf bir şans meselesi midir? Bazı şeyler gerçekten tamamen şanstır. Hangi kültürde kimin bebesi olarak dünyaya geleceğimiz sadece ve sadece ilahi slot makinesinin insafına kalmış durumdadır. Nijerya'nın Basukuwera kabilesinde bir adamın 7. çocuğu olarak doğmak da, Donald Trump denilen peruklu ve dünyanın en zengin emlak krallarından birinin torunu olarak doğmak da tamamen şans meselesidir. Benim İstanbulda mimar ve deli bir kadınla ve  yine mimar ancak kadından daha da deli bir adamın ilk ve son bebesi olarak dünyaya gelmem gibi.

 Bu ayarlamayı kim yapmıştır, neye göre düzenlenmiştir, acaba bana sorulmuş mudur ?? Peki sevgili aileme seçme şansı verilseydi yine beni mi seçerlerdi ( sanmıyorum :)  ). Bu ve benzeri sorularn cevapları belirsizlik nanikleridir.

 Şans böyle birşeydir, senin asla elinde olmayan faktörlerin hayatını etkilemesi yani...
 Peki ne şans değildir???

 Vakti zamanında arkadaş çevresi içerisinde çok uzaklardan tanıdığım bir kızın, Türkiye'nin Alem, Paparazzi, Şlak, Klas vs.. gibi isimli dergilerini okuyanların ve bu tarz programları izleyen kesimin aşina olabileceği  ailelerinden birine gelin gittiğini öğrenmiştim. (itiraf ediyorum bir dönem ben de magazin denen uyuşturucunun bağımlısıydım) O zamanlar evlilik kavramı benim için Aydemir Akbaş ile dans etmek kadar çekiciydi ama arkadaş arasında otururken, kızın gelin gittiği ailenin ismi nedeniyle, kızın ne kadar şanslı olduğu dile getirilmişti.Hatta  biraz daha abartılmış ve Allah'ın herkese çirkin şansı vermesi dilenmişti. (kız çirkin falan da değildi üstelik)
 Aradan biraz zaman geçtikten sonra, bu mevzubahis kızımızın bir akrabasyla karşılaşmıştık, bize kızın, o aileye gelin girebilmek için neler yaptığını anlatmıştı ve hikayenin rengi değişmişti. Kızın o soyadını alabilmesinin şansla falan alakası yoktu. Resmen ince ince dokunmuş, katmer katmer dizilmiş yıllara yayılmış bir plandı. Akrabanın yalancısı olarak anlatayım;
 Olay şöyle, kızımız gazetelerde dergilerde bu ailenin sevgili oğlunu görüyor ve kafaya takıyor, ben bunla tanışacağım, birşey olmak zorunda değil etrafındakileri tanımış olurum. Derginin birinde adamın hangi spor salonuna gittiğini öğreniyor, derhal o salona yazılıyor, milletle konuşa konuşa çemberi daraltıyor hem adamı tanıyor, hem de adamı tanıyan kişileri...Sonunda hocalardan birini kafalıyor ve kendini tanıştırtıyor..Cilve işve derken dikkatini çekiyor..Bir yıl bunlar sadece arkadaş olarak kalıyorlar ama kız çok dikkatli bir biçimde asla bağı kopartmıyor ama o kadar ince işçilik yapıyor ki sapık gibi değil tatlı şeker kız gibi algılanıyor. Tabi çocuk bu arada onu sosyal çevresine sokuyor, o arada çocuğun ünlü bir sevgilisi var, aile bu kızdan nefret ediyor, çocuk bazı bazı partiler veriyor, yeniköy tarafındaki yalıda, kız da davet edildikçe minik minik kuzenlerdi, dayıydı vs.. aileyle tanışıyor, kendini sevdiriyor, o kadar ilgili ve alakalı ki dayının küçük kızı doktordan korkuyor diye ona şirin şeyler yazıp hazırlayıp göndertiyor. Aile buna bayılıyor, dayınını bir doğum günü oluyor. Bu arada dayı genç, bizim oğlandan 8 yaş falan büyük, bir sürü kişiyi de çağırıyor, kızıyla bu kadar ilgilendiği için bizim kızımızı da ve işte orda asıl aile eşrafıyla, ANNE ve BABA ile tanıştırılıyor. Tabi anne baba gençlerin davetli olduğu bir toplantıda fazla bulunmuyorlar ama kızın methini duymak için yeterli bir süre..Bu arada bizimki tanınmış sevgilisinden ayrılıyor, aile göbek atacak...Neyse uzatmayayım hikaye bizimkilerin beraber olmasıyla ve ailenin ilk başta biraz mırın kırın etmesi ama kızın çok akıllı ve yıllara yaydığı  sosyal sevgi kelebeği stratejisi sebebiyle, fazla uzatmamaları ve birlikteliği  kabul etmeleri ile son buluyor.
 Soruyorum okuyucu burada şans nerede ?? Tanınmış bir aileye gelin gitmek şans olarak algılanacak ise ( bence bu tarz aileler kural yumağı sevimsiz ve sıkıcılar) burada şans sadece kızın böyle bir planı hayata geçirecek azim ve istekle yoğrulmuş bir karekterle doğmuş olması ve biraz da maddi durumunun başlangıç olarak da ortalamanın üstünde olmasıdır. Kalan hiçbir şey ise şans değil.(bilirsiniz o sevimli tanınmış aileler maddi durumunuz ortalamanın altındaysa kıçınız yırtsanız dahi sizi kabul etmezler)
 Çok başarılı ve zengin insanlara bakıyoruz, içimizden şanslı p..nk diye geçiyor. Acaba öyle mi gerçekten. Biz gençlik yıllarımızı osurarak ve hiç bir halt yapmadan geçirirken, o ilerde kendine faydası olacak insanlarla sosyal ortamlara giriyor, kendini geliştiriyor olabilir hayatını koskoca bir senaryo gibi planlamış olabilir.
 İncecik ne kadar şanslı tabi doğuştan dediğiniz insan aslında o halde kalabilmek için, son derece makul miktarlarda ve az yiyerek ve bazen kendini sakatlayabilecek kadar çok spor yapıyor olabilir,
Yıllara yayılmış muhteşem bir evlilik yaşayan bir çift bunu sadece yıllar içinde "UNUTTUKLARI" sayesinde, vazgeçtikleri sayesinde başarmış olabilirler ki bazı unuttukları çook kalp kırıcı, bazı vazgeçtikleri çok değerli olabilir.
 
Başlangıç şanstır,  istek, azim, irade, umut, sevgi dolu olmak gibi karakter özelliklerine sahip olarak doğmak şanstır ama kalan pek çok şey  bize bağlıdır.
 
Bence aşkta şans sizi olduğunuz gibi sevecek, denginiz birinin karşınıza çıkmasıdır.(yukarıdaki kızımız gibi hedef belirlemeyi kastetmiyorum :)) O insanla mutlu olabilmek ise çoğu zaman bize bağlıdır.

Hiç yorum yok: